Şamanizm
Sevgili dostlar merhaba,
Bu ay bir yandan çeşitli doğa olayları ve virüslerle ilgili haberleri okurken bir yandan da ne yazacağımı düşünüyordum. O sırada posta kutuma bir mesaj düştü. Mesaj bir soruydu. Eğitimlerin elementlerle çalışmayı içerip içermediğini, elementlere hükmetme konusunu ele alıp almadığımızı soruyordu. Şamanizmde elementlerle çalışırız elbette. Fakat bu çalışma hükmetmekle uzaktan yakından ilgili değil. Temelinde hürmet etmekle ilgili. İki konu hakkında yazmak istedim. Biri güç ve diğeri de elementler. Bildiğiniz gibi, şamanizm doğa temellidir. Bunun anlamı şu: tüm yaşam formları şamanizmde büyük “ailemizin” bir parçasıdır. Buna elementler de dahil. Ve şamanizmdeki temel ilkelerin en önemlisi mütekabiliyet ya da Türkçe olarak karşılıklılık. Bu kutsal karşılıklılık prensibi bize elementler de dahil diğer tüm yaşam formlarını onurlandırmamız, saygı ve nezaket göstermemiz gerektiğini ve bunun karşılığında da onların da bize aynı şekilde karşılık vereceğini anlatır. Şamanik kültürler bunu bilirdi ve yaşam tarzları da bunu yansıtırdı. Hava, Su, Toprak ve Ateş bize hayat veren canlı varlıklar. Onlar bizim ailemiz. Ve insanlık olarak bize hayat veren elementlere durmadan toksik atıklarımızı atıyoruz. Saygı göstermediğimiz, koruyup gözetmediğimiz elementlerin de ekstrem hareketlerini görüyoruz. Gezegenimiz de canlı bir varlık ve kendine ait bir evrim süreci var elbette ve doğa olayları kaçınılmaz. Fakat elementleri koruyup gözetseydik, onlarla sevgi dolu bir ilişkimiz olsaydı bu denli şiddetle hareket ederler miydi? Hayır, etmezlerdi. Ve bunun doğru olduğunu yüreğinizin derinliklerinde sizler de hissediyorsunuz. Elementler bize hayat verir. Onlar olmadan yaşamlarımızı sürdürmemiz mümkün değil. Güneş olmasa gezegenimizde nasıl yaşarız? Havasız nasıl yaşarız? Toprak olmadan, su olmadan yaşayamayız. Bu basit gerçeğe rağmen, elementlerle karşılıklı sevgi ve saygı dolu bir ilişkiyi nasıl geliştirebiliriz diye hiç düşünmüyoruz. Ve korkunç yangınlardaki inanılmaz boyuttaki can kayıplarında, depremler, fırtınalar, çığlar olduğunda yüreğimiz parçalanıyor, kalplerimiz kırılıyor. Ve sosyal medyada ve pek çok farklı platformda yanan yerlere yağmur getirmek, selleri durdurmak, kuraklıkta yağmur yağması niyetleriyle elementleri manipüle etmek için diğerlerini biraraya getirmeye çalışıyoruz. Bunlar kuşkusuz iyi niyetli girişimler ve geçici olarak mucizevi etkileri de olabilir. Fakat dikkatlerden kaçan ve gözardı edilen bir yönü var. Bir yerdeki felaketi durdurmak için elementleri manipüle ettiğimizde başka bir yerde felakate neden olmayacağımızı bilemeyiz. Sorunun bir bölümü bu. Biraz daha derinlemesine baktığımızda, sevgili hocamın da dediği gibi, insanlar doğaya saygı göstermek yerine onu manipüle edebileceklerini hissettiklerinde yaşam tarzlarını değiştirme ihtiyacını hissetmiyorlar. Bu da sorunun diğer bir bölümü. Eğitimlerde ele aldığımız konulardan bir tanesi de gücün tanımı. Güç ve hükmetmek arasında fark vardır. Hükmetmek, gücü birinin ya da bir şeyin üzerinde uygulamak ve manipülasyon içeriyor. Benim için gücün tanımı ise “olumlu değişim yaratma becerisi”. Bu da bizi pek çok ruhsal öğretide olan “dışarısı içerisi gibidir” anlayışına götürüyor. Çevremizdeki dünyada olanlar içsel bilinç durumumuzu bize yansıtır. Değişim bizden gelir, dışarıdan bize gelmez. Görmek istediğimiz değişim bizden başlamak zorunda. Bu anlayıştan hareketle, elementlerle karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki geliştirmemiz gerek. Bu büyük bir fark yaratacaktır. Buna nereden başlayabiliriz diye sorarsanız, elementleri onurlandırarak, onlara teşekkür ederek işe başlayabliriz. Şamanik kültürlerde güneşi selamlama uygulaması vardır. Sabah kalktığınızda perdelerinizi açın, hava bulutlu bile olsa güneş oradadır. Güneşin ışığınının içinize dolmasına izin verin ve ona yaşamı sürdürdürdüğü için teşekkür edin. Gün içinde içtiğiniz, yıkandığınız suya teşekkür edin. Onu israf etmeyerek minnettarlığımızı gösterelim. Dışarı çıkıp yürüyüşler yapın ve toprağa teşekkür edin. Alıp verdiğiniz nefes için havaya teşekkür edin. Nefesinizle sevginizi verin ve aldığınız nefesle size geri dönen sevgiyi içinize alın. Nerede yaşıyorsanız oranın ruhuyla, yaşadığınız yerin şefkatli ata ruhlarıyla ve doğa varlıklarıyla da ruhsal bağlantı kurun. Her gün sevginizin yayılmasına izin verin. Ve size geri dönen sevgiyi hissedin. Geçen ay yazdığım gibi, bu ay da dolunay seremonimize devam edelim. Hazırlığınızı yapın ve içsel ışığınızla parlayın. Bu ışığı topluluğumuzun diğer üyeleri ile birleştirin. Bizden yayılan sevgi ve ışık tüm yaşamı sarsın. Dolunay seremonisinin ayrıntıları için http://www.samanizmveruyalar.com/dolunay-seremonisi.html Sevgiyle, Simin Yorumlar kapalıdır.
|
YazarSimin Işık Uysal Arşivler
Mart 2020
Kategoriler |