Şamanik rüya çalışması, onlara büyük önem veriyor da olsa, uyku rüyaları ile sınırlı değildir. Şamanik bakış açısına göre, farkında olsak da olmasak da, hepimiz düşleyerek dünyamızı yaratırız ve bunu da her gün ve günde yirmi dört saat boyunca yaparız.
Şaman, insan türünün evrimi içerisindeki ilk hekim, terapist, öykü anlatıcısı, şair, ressam olmanın yanı sıra çağrılarını genellikle vizyonlarda ya da “büyük” rüyalarda alan ve gizli dünyalarda inisiye olup eğitim gören büyük bir rüyacıdır.
Şamanik anlayışa göre, şamanik yolculuklar ile uykuda görülen bazı rüyalar bizi aynı deneyim, bilinç ve gerçeklik düzeylerine ulaştıran geçitlerdir. Atalar, ruhlar/tanrılar/rehberler insanlara rüyalarında görünürler, rüyalarda geçmişe ve olası geleceğe yolculuk yapılır ve pek çok diğer şeyin yanında rüyalarda hastalığın nedenlerine ve şifaya da ulaşılabilir. Yardımcı ruhlarımızın bizimle iletişim kurdukları sembolik dil, aynı zamanda rüyalarımızın da dilidir. Bu nedenle, kendi rüya dilimizi öğrenmek şamanik yolculuklarımızı anlamanın da anahtarıdır.
Şamanik kültürlerde, bazı rüyaların ruhlarca üretildikleri ve mesajları olduğu anlayışı vardır. Bu rüyalar, Ruh’tan, kendi ruhunuzdan ya da diğer ruhlardan gelebilir. Rüya, onu görene özel öğretiler içerir. Rüyalar, bu nedenle, ruhun öğretilerinin güzelliğini görmek ve öğrenmek için bir fırsattır. Bu mesajlar gelecekteki bir sorun, bir fırsat ya da tehlikeyi içerebilir. Rüyacı, eğer rüyalarına dikkat eder ve eyleme geçerse, rüyayı gönderen kaynak rüyacının onu dinlediğini görerek daha çok rüya yollar. Rüya, adeta rüyacının onu fark ettiğini ve önem verdiğini fark etmektedir. Rüyalarımıza dikkat etmek ve onları onurlandırmak, sonraki rüyalarda daha çok rehberlik ve mesaj almamızı sağlar. Bu yüzden şamanik kültürlerde rüyalar daima eyleme yöneliktir.
Şamanın yöntemiyle rüyalarımızla çalışarak, onların bize sunduğu içgörü, bilgelik ve şifaya ulaşabilir ve onların enerjisini günlük yaşamlarımızın dokusuna örebiliriz.